(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17/10/2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17/10/2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
5271 sayılı CMK'nın 174. maddesinin 7188 sayılı Kanun ile değişik 1. fıkrasının b) bendinin âmir hükmü uyarınca "Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir. Somut olayda Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün 69/1 sayılı Genelgesi doğrultusunda, yabancı uyruklu sanığın ilgili makamlar aracılığıyla nüfus ve adli sicil kayıtları getirtilmeden düzenlenen iddianamenin iadesi gerekirken, bu eksiklik giderilmeden, yabancı uyruklu olan sanık(!) hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuştur. Dairemize göre bu durumda, "Safhadan dönülmezlik ilkesi" uyarınca, zımnen dahi olsa iddianame kabul edilmişse artık iade kararı verilemeyecek ise de, bu eksikliğin ilk derece mahkemesince tamamlamadan ve suç teşkil eden fiilleri işlediği iddiasıyla halen tutuklu bulunan kişinin gerçek kimliği belirlenmeden sanığın(!) cezalandırılması cihetine gidilmesi, CMK'nın 289/1-g maddesi kapsamında hukuka kesin aykırılık hâlini oluşturmaktadır( Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/21693 2021/17151 04.11.2021 ).
Comments